Şarkı.
Nedim Divanı
Yine bezm-i çemene lâle
fürûzan geldi
Müjdeler gülşene kim
vakt-i çirâğan geldi
Bülbül âşüftelenip bezme
gazel-hân geldi
Müjdeler gülşene kim
vakt-i çirâğan geldi
Çıkıp ikbâl ile gülzâra
şehenşâh-ı cihan
İltıfâtıyle eder gülleri
şad u handân
Lâlezâra gelir elbet
yine sultân-ı zaman
Müjdeler gülşene kim
vakt-i çirâğan geldi
Seyr olup raksı yine
dilber-i mümtâzların
Yine eflâke çıkar
nâleleri sâzların
Câna ateş bırakır şûlesi
âvâzların
Müjdeler gülşene kim
vakt-i çirâğan geldi
Ney ü santûr u
rubâb ü def ü tanbur
ile çeng
Nağme-i bülbül ü
kumrîye olup hem-âheng
Pür eder âlemi şevk
u tarab u rengâ-reng
Müjdeler gülşene kim
vakt-i çirâğan geldi
Can fezâ turre-i hûban
gibi zülf-i sümbül
Dil-güşâ nazm-ı Nedîmâ
gibi ruhsâre- i gül
Dün gülistanda işittim ki
der idi bülbül
Müjdeler gülşene kim
vakt-i çirâğan geldi
Metin Sözlüğü
âvâz: Sadâ, yüksek ses.
bezm: Sohbet meclisi,
muhabbet yeri.
bezm-i çemen: Çimen meclisi.
can feza: Cana can katan.
çeng: Bir saz çeşidi.
dil-güşâ: Gönül açan.
dilber-i mümtaz: Seçkin
güzeller.
eflâk: Gökler, semalar.
füruzan: Parlak, parlayan.
gazelhân: Gazel okuyan.
gülistan: Gül bahçesi, güllük.
gülşen: Gül bahçesi.
lâlezâr: Lale bahçesi.
nağme-i bülbül: Bülbül sesi,
nağmesi.
nâle: İnilti, figan.
ney-ü santur: Ney ve
kanuna
benzeyen saz.
pür: Çok, fazla, çok fazla.
rubâb ü def ü tanbur: Saz,
def ve tanbur.
ruhsâre-i gül: Gülün yüzü.
şad u handan: Mutlu,
gülücü.
şehenşâh-ı cihan: Cihan
padişahı.
şevk u tarab: Neşe ve şenlik.
şûle: Alev, ateşin alevi.
turre-i hûban: Güzellerin
perçemi, saçı.
vakt-i Çırağan: Çırağan’ı
gezme, orada eğlenme
vakti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder