31 Mart 2021 Çarşamba

Vuslat

 

 Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,

   Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
   Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
   Görmezler ufuklarda şafak söktüğü anı.
   Gördükleri rü'ya,ezeli bahçedir aşka;
   Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka,
   Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez,
   Gül solmayı,mehtab azalıp bitmeği bilmez;
   Gök kubbesi her lahza bütün gözlere mavi,
   Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
   Sevdaları hulyalı havuzlarda serinler,
   Sonsuz gibi bir fıskiye ahengini dinler.

   Bir ruh o derin bahçede bir def'a yaşarsa,
   Boynunda onun kolları,koynunda o varsa,
   Dalmışsa,onun saçlarının rayihasiyle.
   Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle;
   Yıldızları boydan boya doğmuş gibi, varlık,
   Bir mu'cize halinde,o gözlerdedir artık;
   Kanmaz en uzun buseye,öptükçe susuzdur.
   Zira susatan zevk o dudaklardaki tuzdur;
   İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan,
   Bir sır gibidir az çok ilah olduğumuzdan.

   Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
   Bir gün, nereden,hangi tesadüfle gelirler?
   Aşk onları sevk ettiği günlerde,kaderden,
   Rüzgar gibi bir şevk alır oldukları yerden;
   Geldikleri yol... Ömrün ışıktan yoludur o:
   Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!

30 Mart 2021 Salı

Rüyalarda Buluşuruz*

Yıllar var ki biz seninle

bakışarak konuşuruz
Sevdalanmış kalbimizle
rüyalarda buluşuruz.
Bu şarkıyla kavuşuruz
 
Aşk gülümüz solsa bile
Gözümüz yaş dolsa bile
Zaman geçmiş olsa bile
Rüyalarda buluşuruz
Bu şarkıyla kavuşuruz
 
Rüyalarda kavuşuruz
Bu şarkıyla buluşuruz
 
Hiç kimseye söylemeden,
hasretimiz bilinmeden
Gizli gizli görünmeden
rüyalarda buluşuruz
Bu şarkıyla kavuşuruz

Veda busesi*

Hani, o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken vedâ busemi,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

Hani, ey gözlerim bu son vedâda,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?

Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime,
Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?

ORHAN SEYFİ ORHON




















Rüzgâr söylüyor*

Rüzgar soyluyor simdi

O yerlerde bizim eski sarkimizi
Vazgec soyleme artik
Hatirlatma mazideki askimizi

Bir kış günü başlamıştı
Mazi macerasi aşkımızın
Vazgec soyleme artık
Hatirlatma mazideki askimizi

Beste: Şekip Ayhan Özışık 

Güfte: Şekip Ayhan Özışık 

Makam: Muhayyer Kürdîl



18 Mart 2021 Perşembe

Çanakkale içinde vurdular beni *

Çanakkale içinde vurdular beni

Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğime eyvah

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah

Çanakkale üstünü duman bürüdü
On üçüncü fırka harbe yürüdü
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde toplar kuruldu
Vay bizim uşaklar orda vuruldu
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir dolu testi

16 Mart 2021 Salı

Memleketimi Seviyorum *


Memleketimi seviyorum:

Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.

Memleketim:
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kurşun kubbeler ve fabrika bacaları
benim o kendi kendinden bile gizleyerek
sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

Memleketim.
Memleketim ne kadar geniş:
dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana.

Bu Vatan Kimin ?

Bu vatan toprağın kara bağrında

Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.

Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,Cepheden cepheyi soranlarındır.

İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.

Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,

Vatan İçin *

Neler yapmadık su vatan için!

Kimimiz öldük;

Kimimiz nutuk söyledik.

Orhan Veli Kanık

İstiklal Marşı *

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.
Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

57. Alay

 Tarih zuhur edecek, bakın karşı tepeye

Elliyedinci alay, varmak üzre cepheye

Dedem Gönenli Şaban, dostu Kepsutlu Ömer
Destanı duymak için, bu toprağa kulak ver


Erzağın yokluğundan, pişmedi çorbaları
düşman suyu zaptetti, kurudu kırbaları
bayramlık ve kefendi, eskimiş urbaları

Ne dizlerinde derman, ne de gözlerinde fer
Ne silahlarda mermi, ne başlarında miğfer
kefilimiz Allah deyip, boyun büktü her nefer

saf saf oldu Aslanlar , son namazını da kıldı
helallikler istendi, ve süngüler takıldı
tek bir ses vardı tekbir!!!! Sanki dağlar yıkıldı

tuttu Nizipli Hasan, vurdu araçlı Safer
düştü Eşmeli Osman, yetti Devrekli Cafer
Geriye dönmediler, şehadetiydi sefer

Ahmet Münir Eren

Zulmü Alkışlayamam *


Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.

Çanakkale Şehitlerine *

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?

En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! "
Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer. (1)
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da, (2)
Ostralya'yla berâber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler

Çanakkale Şehitlerine *

Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...

O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Şair: Mehmet Akif Ersoy

 

6 Mart 2021 Cumartesi

Mehmet Bahaî Efendi


A
hidin her ne kadar ta’nı firavan olsa

Ana gam yemez idik zerrece irfan olsa

Sıdk ile mezheb-i İslâm’da pûyan olsa

Bize mülhid diyenin kendüde îman olsa

Dahleden dinimize bari müselman olsa.

Gerçi kim nefse uyup itmedeyüz sehv ü hata

Bilürüz cürmümüzi itmeyiz inkâr asla

Gam değil aybımızı söylese dâim âda

Kâilüz hak söze biz gerçi Bahaî amma

Bize mülhid diyenin kendüde îman olsa

Dahleden dinimize bari müselman olsa.

Yukarıdaki ifade, 17. yüzyılda yaşamış Osmanlı şeyhülislamlarından Mehmet Bahaî Efendi’nin bir şiirinde yer alıyor. Mehmet Bahaî Efendi,

Nesimi


Qazeller Derd ü qem ile yandı könül, yâr bulunmaz,

Çox dâr ü diyar istedi, deyyâr bulunmaz.
Yârem deyici çoxdurur, amma beheqîqet,
Fürset gelicek, yâr ü vefâdâr bulunmaz.

Adet budurur kim, dili dildâre vererler,
Dil getdi elimizden, dildâr bulunmaz.
Nece kişiler de'viyi İslam edir, amma
Tek arada bir xaç ile zünnâr bulunmaz.

Her bîhüner insafı yox uş mensebi tutdu,
Sâhib-hünere menseb ü idrar bulunmaz.
Her kişide bir cübbe vü destâr olur, amma.
Min başta biri lâyiq-i destâr bulunmaz.

Çün çerx-i felek câhül ü nadan sever oldu,
Bes lâcerem uş fezle xirîdâr bulunmaz.
Terrar ger aparsa qamu rexti revadır,
Çün qefilede bir kişi bîdâr bulunmaz.

Xelqin emeli azdı, könül yıxıcı öküş,
Bir xeste könül yapıcı me'mâr bulunmaz.
Var derde tehemmül qıl u sebr eyle cefeye,
Çün dil dileyi endek ü büsyâr bulunmaz.

Zerq ile riya üste kesâd eyledi fezli,
Elm ehline bir rövneq-i bâzâr bulunmaz.
Yar razını faş etme, Nesîmî, bu evâme,

Alemde bu gün mehrem-i esrar bulunmaz. 

4 Mart 2021 Perşembe

Ağlasam sesimi duyar mısınız

Ağlasam sesimi duyar mısınız,

Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
 
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
 
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Orhan Veli Kanık

3 Mart 2021 Çarşamba

Elbet bir gün buluşacağız *


Elbet bir gün buluşacağız,

Bu böyle yarım kalmayacak
İkimizinde saçları ak,
Öyle durup bakışacağız

Belki bir deniz kenarında,
El ele mâziyi konuşacağız..
Benim içimde yanan ateş var,
Sevgilim, ne zaman buluşacağız..

Belki bir gemi güvertesinde,
Sen beni unutmuş için kupkuru..
Benim gönlümde hâlâ o arzu,
Sevgilim, ne zaman kavuşacağız..

Zeki Müren

Bir Gönül Hikayesi *


Bir gönül hikayesi anlatırdı gözlerin

Uzaklarda olsan da senin kalbimde yerin
anlatamam kalbimim macerası çok derin
uzaklarda olsan da senin kalbimde yerin

Zeki Müren

Rewrite the Stars & Kaderi En Baştan Yazalım


Rewrite the Stars

[Verse 1: Phillip Carlyle]

You know I want you

It's not a secret I try to hide

I know you want me

So don't keep saying our hands are tied

You claim it's not in the cards

But fate is pulling you miles away

And out of reach from me

But you're here in my heart

So who can stop me if I decide

That you're my destiny?

 [Chorus: Phillip Carlyle]

What if we rewrite the stars?

Say you were made to be mine

Nothing could keep us apart

You'd be the one I was meant to find

It's up to you, and it's up to me

No one can say what we get to be

So why don't we rewrite the stars?

Maybe the world could be ours

Seni sevmek sevmelerden birisi *


Seni sevmek sevmelerden birisi

Ben seni de gülleri de severim
Belki farklı olur gönül ağrısı
Ben seni de kuşları da severim

Seni sevmek sevmelerden bir bütün
İnsan sevmek, doğa sevmek, yar sevmek
Belki acılardır çoğu gördüğüm
Ben çoğalan sevgileri severim
Belki farklı olur gönül ağrısı
Ben seni de kuşları da severim

Edip Akbayram

Sesini duymadığım gün *


Sesini duymadığım gün
Yaşanmış değiI
Açan çiçek değiI
Öten kuş değiI
Yüzünü görmediğim gün
İçimde yıIdızIar sönük
GüneşIer güneş değiI
Seni sevmediğim gün
Seni anmadığım gün
OIacak iş değiI…

Ümit Yaşar Oğuzcan

Hangimiz Sevmedik *

Hangimiz Sevmedik

Hangimiz düşmedik kara sevdaya?
Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi?
Hangimiz bir kuytu köşe başında
Bir vefasız için yol gözlemedik
Hangimiz düşmedik kara sevdaya?
Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi?
Hangimiz bir kuytu köşe başında
Bir vefasız için yol gözlemedik
Herkesten bir anı saklar bu yollar
Herkesin acısı sevgisi kadar
Güzelmiş, çirkinmiş ne farkeder ki?
Deli gibi sevmek ruhumuzda var
Deli gibi sevmek ruhumuzda var
Âşığın gözü kör, kulağı sağır
Doğruyu, yanlışı ondan görmedik
Yakıldı, yıkıldı, yine de sevdik
Ah o vefasızlar kıymet bilmedi
Âşığın gözü kör, kulağı sağır

Despacito*

Sí, sabes que ya llevo un rato mirándote Tengo que bailar contigo hoy (DY!) Vi que tu mirada ya estaba llamándome Muéstrame el camino que yo...