… Ama bizim Don, durgun ırmağımız, aziz atamız,
Kâfire boyun mu eğdi? Moskof’tan akıl mı sordu?
Kılıcın ucuyla selamladı Türkleri yüzyıllar boyu.
Yıldan yıla Don bozkırı, anamızca toprağımız,
Meryem uğruna, kendi imanı için,
Evet ya, ırmağın hürriyeti, dalgaların sesi için,
düşmanlarıyla vuruştu….
… ..
“Rezalet ya! Subaylar eskisi gibi tepeden baktılar, yanaştırmadılar Kazakları yanlarına, onlar da o yüzden son efere kadar Bolşeviklerin etkisi altına girdiler. Hatta yüzde doksanı Bolşevik şimdi. Göreceksiniz, korkunç olaylar olacak,
hiçbirinden sakınamayacağız. Bundan şüpheniz olmasın. 3 Temmuz, 5 Temmuz* tehlikeye kulak
asmayanlara sert uyarılar oldu… Ya Kornikof’la birlikte dövüşürüz, ya da Bolşevikler yeni bir ihtilâl
çıkarırlar. Dinleniyorlar şimdi. Daka ne kadar bırakacağız bu böyle devam etsin? Olaylar patlak
verdiğinde güvenilir Kazaklar olmalı yanımızda.”
*Petrogrda’ta geçici hükümete karşı,işçilerin, askerlerin ve bahriyelilerin silahlı kitlesel gösterileri.
… ..
Rusya’nın bir ayağı çukurdadır, efendiler…”
“Bilmiyor muyuz sanki? Tabii biliyoruz. Ama bazen elimizden bir şey gelmiyor işte. Birinci emirle**,
Okopnaya Pravda*** zehirli tohumlar saçıyor.
**Petrograd Sovyet Merkez Yürütme Komitesi’nin, orduda eski Çar Ordusu subaylarını denetlemekle seçilmiş
örgütler oluşturulmasını öngören 1 Mart 1917 tarihli bir numaralı emri.
***1917’de yayınlanan Bolşevik günlük gazete. Anlamı “Siper gerçeği”dir.
… ..
… .. Kazaklara ihtiyacımız olacak.Komiteler Kazakları Bolşeviklerden yana çekiyor.Biz onları kendimize bağlamalıyız diyorum.
… ..
Dolgof’un gün görmüş gür sesiyle, … .. az sonra insanı kendinden geçiren güzelim bir şarkıya
döndü:
… ..
Öbür bölüklerin subayları gittikten sonra Atarçikof geldi, Listnistki’nin yanına oturdu. … ..
“Bilsen, Yevgeni,” dedi, “nasıl seviyorum, bilsen Don’u nasıl seviyorum! Kazak hayatının taa ne zamandan süregelen eski geleneğini nasıl seviyorum! Kazaklarımı, Kazak kadınlarını… Hepsini, hepsini! … .. Ama şimdi düşünüyorum da, biz bu Kazakları yanlış yola sürüklüyor olmayalım, ha?
Bu mu onları götürmek istediğimiz yol acaba?
… .. “ Bakıyorum, ihtilâl bizi ikiye ayırmış gibi. Keçiyle koyuna döndük. Çıkarlarımız bizi birbirimizden ayırıyor âdeta.”
… ..
… .. Zaten aslını sorarsan, anavatan dediğin ne ki Kazaklar için. Olsa olsa soyut bir kavram. … ..
… ..” … .. Savaşın iç savaşa dönüştürülmesi halinde ortaya çıkacak sonuçları onlara anlatmalıyız.”
…. .. Halk hak olanı istiyor. … ..
... ..
*Ve Durgun Akardı Don & Mihail Şolohov
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder