5 Ocak 2025 Pazar

Kar Mûsikilerî * & Yahya Kemal Beyatlı


Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.

Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.


Bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,

Yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,


Bir erganun âhengi yayılmakta derinden...

Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.


Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,

Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.


Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle

Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.


Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,

Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!




*İşittiklerim Gördüklerim Bildiklerim  &  Münevver Ayaşlı

Timaş Yayınları

3. Baskı, Nisan 2014 İstanbul


*Yahya kemal bu şiiri 1927 yılında varşova'da büyükelçi iken kaleme almıştır. şair kendisine ilham veren kar havasını şöyle anlatır: "varşova'da elçilikte bulunduğum bir akşam odamda çalışıyordum. dışarıda kar yağıyordu. orada kar başladı mı günlerce aylarca durmadan yağar. insanda bin yıl sürecek bir yağış tesiri bırakır. bir kuytu manastırda koro halinde söylenen dualar gibi gamlı ve bir erganun ahengi insanda ne tesir yaratıyorsa orada yağan karın öyle hüzünlü ve devamlı bir sesi vardır...

kar musikisi işte bu atmosferin ürünüdür.”

*bir gurbet şiiri. aruzun 14'lü kalıplarından biri olan mefûlu/mefâîlu/mefâîlu/feûlun kalıbıyla yazılmış. kalıba uyması için üçüncü beyitteki "slav" kelimesi "islav" şeklinde değiştirilmiş. yahya kemal çok sık kullanır bu kalıbı, çok da güzel kullanır. aynı kalıpla yazılmış bir başka yahya kemal şiiri için (bkz: kalbim yine üzgün seni andım da derinden)



*Sözlerinin derinliğinden midir bilinmez insanı inanılmaz bi his buhranına gark eden, sebepsiz ruhi daralmalarda, anlamsız hüzünlerde başvurulacak yegane şarkıdır.

sözleri yahya kemalin hazan bahçeleri isimli yaralayıcı şiirinden alınmadır. bestesi pir-i musiki selahttin pınara aittir.

makamı bayati, usulü curcunadır.


kalbim yine üzgün seni andım da


derinden

geçtim yine dün o eski hazan bahçelerinden

üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden

geçtim yine dün o eski hazan bahçelerinden.


beni niyeyse en etkileyen kısmı ise birinin anılması sonucu böyle karamsar, üzgün bi halet-i ruhiyeye girmek ve müthiş bir imgelem olan hazan bahçelerinden geçmek kısmıdır. insanı annesini, babasını, arkadaşını, sevgilisini hatırlar ve gerçekten böyle bir duruma sürüklenir ve bu şarkı gibi


olur işte o an. bu nedenle dinlenir.


ne zaman eski günler, eskide kalan insanlar, bugün yaşanan kötü durumlar bu şarkıya yönlendirir insanı otomatik olarak.


youtubeda bülent ersoy ve sezen aksu söylüyordu çok da başarılılardı ki o yoruma yakın bir yorum bulamadım malesef şarkıyı albüme koyan sanatçılarda. hele sezen aksu'nun bir hazan bahçeleri deyişi vardı ki bir cümleye bin dem hazan koyuyordu.

































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Zât-ı Hakk’da mahrem-i irfân olan anlar bizi*

Zât-ı Hakk’da mahrem-i irfân olan anlar bizi, İlm-i sırda bahr-ı bî-pâyân olan anlar bizi. Bu fenâ gülzârına bülbül olanlar anlamaz, Vech-i ...