28 Mayıs 2021 Cuma

Sadrazam Hamamda

Günlerden bir gün,
Hamama gideceği tuttu
Sadrazam hazretlerinin.
Bir yanında birinci veziri
Bir yanında ikinci veziri
Bir yanında üçüncü veziri…
Sonra efendime söyleyeyim
Peşkircibaşı,
Nalıncıbaşı,
Sabuncubaşı!

Velhasıl tam dört yüz kişilik kafile
Peştamal takıp girdiler hamama,
Geçtiler kurnaların başına
Üçer beşer…
Sadrazam deseniz
Yan gelip yattı.

Memleketin en ünlü tellakları
Sardılar dört yanını;
Kimi elini kaptı, kimi

21 Mayıs 2021 Cuma

istanbul & boğaz


 

18 Mayıs 2021 Salı

Sevgiliye

Gözlerim yaşlı da dudağım kuru,

Sen attın içime ateşi koru,
Ya Rabbi, Ya rabbi sen beni koru,
Yoksa yanım yanım kül olacağım

Osman Yüksel Serdengeçti






















Gelsen De Bir Gelmesen De

Artık olan oldu bize

Gelsen de bir gelmesen de
Gelemeyiz biz yüz yüze
Gelsen de bir gelmesen de

Hep kendini çektin naza
Yok bahara yahut yaza
Bıktım gayrı yaza yaza
Gelsen de bir gelmesen de

Bir candır bu bir andır bu
Giden gelmez bir handır bu
Dağ taş değil insandır bu
Gelsen de bir gelmesen de

Göreceğim bir boş kafes
Ceset kalmış çıkmış nefes
Nerde o can nerde o ses
Gelsen de bir gelmesen de

Osman Yüksel Serdengeçti

16 Mayıs 2021 Pazar

Her şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın 

Kanatların çırpındığı kadar hafif.. 
Kalbinin attığı kadar canlısın 
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... 
Sevdiklerin kadar iyisin 
Nefret ettiklerin kadar kötü.. 
Ne renk olursa olsun kaşın gözün 
Karşındakinin gördüğüdür rengin.. 
Yaşadıklarını kar sayma: 
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; 
Ne kadar yaşarsan yaşa, 
Sevdiğin kadardır ömrün.. 

Gazel (Beni Candan Usandırdı)

Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı?

Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı?

Kamu bîmârına cânan devâ-yı derd eder ihsan,
Niçin kılmaz bana derman beni bîmâr sanmaz mı?

Şeb-i hicran yanar cânım töker kan çeşm-i giryânım,
Uyarır halkı efgaanım kara bahtım uyanmaz mı?

Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlı akar su,
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı?

Gamım pinhan dutardım ben dediler yâre kıl rûşen
Disem ol bi-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı?

Değilim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil.
Bana ta’neyleyen gaafil seni görgeç utanmaz mı?

Fuzûlî rind-i şeydâdır

İstanbul'u dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter

Kelebek

Yel estikçe uçuşan

Yapraklara benziyor.
Durmadan, yorulmadan
Daldan dala geziyor.

Kanatları ipektir,
Bozulur dokununca.
Sanki canlı çiçektir
Açar bahar olunca.
Üstündeki renkleri
Seyretmeğe doyamam.
Yapamaz böylesini
Benim diyen her ressam.

Ben onu çok severim,
Koşup tutmak isterim.

Söyle Sevda İçinde Türkümüzü

söyle sevda içinde türkümüzü

aç bembeyaz bir yelken
neden herkes güzel olmaz
yaşamak bu kadar güzelken?

insan dallarla, bulutlarla bir,
aynı maviliklerden geçmiştir
insan nasıl ölebilir
yaşamak bu kadar güzelken?

Fazıl Hüsnü Çağlarca

Bir Misafirliğe Gitsem

Bir misafirliğe gitsem

Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, uyusam…
Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
Nerede olduğumu hatırlamasam
Hatta adımı bile unutsam…

Melih Cevdet Anday











Sakın Geç Kalma Erken Gel

Usulca gir kapıdan, zile basma.

Hiç telaşlanma, ben daha dönmemişsem.
Yoldayımdır, nerdeyse yokuşun dibinde,
Suların kararmasını bekliyorumdur,
Tuğla harmanlarından gelen yanık havanın
Bahçedeki akşamsefalarına sinmesini.
Güç bela dizginliyorumdur içimde
Dörtnala sana koşan küheylanları.

Bütün gün kâğıttan dağlar arasındaydım,
Nabzım ileri giden bir saat

Kış Bahçeleri

Yerlerde gezen hatıralar var korulukta;

Yapraklar, atılmış nice mektuplara eştir.

Mehtaba çalan sapsarı benziyle ufukta,

Binlerce dalın verdiği tek meyva güneştir.


İçlenme tabiattaki yekpare kederden,

Yas tutma dağılmış diye kuşlarla çiçekler.

Onlar dönecektir yine gittikleri yerden,

Onlarla giden günlerimiz dönmeyecektir.

Faruk Nafiz Çamlıbel



Han Duvarları

Aradan yıllar geçti işte o günden beri

Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,

Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.

Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,

Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!

Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,

Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!


Faruk Nafiz Çamlıbel

Gizli Bakışlar

Bir bakış ki açıyor gönül muammasını,

İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,

Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,

Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.


Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,

Bir bakış, bir aşığı saatlerce ağlatır

Bir bakış, bir aşığı aşkından emin eder,

Seven insanlar daima gözleriyle yemin eder.


Faruk Nafiz Çamlıbel




Çoban Çeşmesi

Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,

Tarihe karıştı eski sevdalar:

Beyhude seslenir, beyhude çağlar

Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi


Faruk Nafiz Çamlıbel












15 Mayıs 2021 Cumartesi

Şair Nigar Hanım (1856 – 1918)*

Feryad ki feryadıma imdad edecek yok

Efsus ki gamdan beni azad edecek yok

Tesir-i muhabbetle yıkılmış güzel ama

Virâne dili bir daha abad edecek yok

Kes varsa alakan bana ey tali‟-i dunum

Sen var iken alemde beni yâd edecek yok

(Feryad adlı gazelinde, daha önce sevgilinin muhabbetinin tesiriyle ona aşık olduğunu, ama daha sonra kendisini unuttuğunu dile getirerek gönlünün o tesirle harap olduğundan ve onu tekrar mamur hale getirecek kimsenin bulunmadığından şikayet eder; bütün bunların sorumlusu olarak bahtını gösterir.)

*Şair Nigar Hanım (1856 – 1918)

Leyla Saz *

Kıl meclisi âmâde ne derlerse desinler

İç dilber ile bâde ne derlerse desinler.

lemde nedir farkı bana medh ile zemmin

Sağ olsun ahibbâ da ne derlerse desinler.


Leyla Saz


Aldırma buluş sevdiğinle,
Çıkar keyfini birlikteliğin, ne derlerse desinler.
Övgüye de, yergiye aldırmam
Dostların canı sağ olsun, ne

Mihri Hatun

Râzıyam cânâ gerek ağlat gerek güldür beni

Dönmezem senden gerek dirgür gerek öldür beni

Mihrî’yem aşkunda dahi nice yıl yeldür beni

Sâdıkam yolunda ben Allah hakkıçün begüm


Mihri Hatun


Ey sevgili! Beni ister ağlat, ister güldür, razıyım.
İster yaşat, ister öldür senden vazgeçmem.
Ben nice yıl aşkının peşinden koşacak olan Mihrî’yim.
Beyim, Allah hakkı için ben senin yolunda sadığı




Zeynep Hatun*

Keşfet nikabını yeri göğü münevver et

Bu alem anasırı firdevs-i enver et

Depret lebini cüşe getir havz-i kevseri

Anber saçını çöz bu cinanı muattar et


Zeynep Hatun*

Yeryüzündeki örtüyü kaldır, güzelliğinle yer gök aydınlansın
Dünyayı çevresine ışık saçan cennet haline getir!

14 Mayıs 2021 Cuma

Gizli Bakışlar

Bir bakış ki açıyor gönül muammasını,

İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,

Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,

Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.


Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,

Bir bakış, bir aşığı saatlerce ağlatır

Bir bakış, bir aşığı aşkından emin eder,

Seven insanlar daima

Suda Halkalar

Erguvan ile füsun ile deniz parlaktı.

Aşkımız dalgalanırken suya sessiz baktı:

Başı dönmüş gibi dalgın bu uzun zemzemeden,

Anlıyordum, beni sevmişti o, sevdim demeden.


Faruk Nafiz Çamlıbel

Kıskanç

Sakın bir söz söyleme…Yüzüme bakma sakın!

Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.

Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,

Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur…


Dilerim Tanrı’dan ki, sana açık kucaklar

Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun,

Kan tükürsün adını candan anan dudaklar,

Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!


Faruk Nafiz Çamlıbel

Merdiven

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak

Sular sarardı yüzün perde perde solmakta

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta


Ahmet Haşim









Gizli sevgili

Gönül kuşum konmuş nergis dalına

Baygın bakışına tatlı diline
Üşüyen kalbimi verdim eline
Yüreği ateşli közlü sevgilim

Saldın içerime ,bir ateş yakar
Sevda ırmağı çok bulanık akar
Adını söylesem ,kıyamet kopar
Seviyorum seni gizli sevgilim

Yürekler bir çarpar sırlarımız bir
Ahtımız andımız dillerimiz bir
Sevdalı bakışlar hallerimiz bir
Hoş muhabbet sohbet sözlü sevgilim

Sığındık Mevla ya çıktık bir yola
Vuslat-ı diyarda verelim mola
Aç beyaz kolları boynuma dola
Sen benim cilveli nazlı sevgilim

Atlayın kanadı hem kolu oldun
Damla damla akıp içime doldun
Ey şimal yıldızım yolumu buldun
Kışımda baharlı yazlı sevgilim

Cevdet ALTAY

Ne içindeyim zamanın & Ahmet Hamdi Tanpınar

Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpare, geniş bir anın Parçalanmaz akışında. Bir garip rüya rengiyle Uyuşmuş gibi her şekil, ...