Kıl meclisi âmâde ne derlerse desinler
İç dilber ile bâde ne derlerse desinler.
lemde nedir farkı bana medh ile zemmin
Sağ olsun ahibbâ da ne derlerse desinler.
Leyla Saz
Aldırma buluş sevdiğinle,
Çıkar keyfini birlikteliğin, ne derlerse desinler.
Övgüye de, yergiye aldırmam
Dostların canı sağ olsun, ne
derlerse desinler.
*Leyla Saz (1850 – 1936)
Babası, II. Mahmut ve Abdülmecid dönemlerinde saray doktorluğu yaptığı için Leyla Saz, Abdülmecid, Abdülaziz, IV. Murad, II. Abdülhamid, V. Mehmed Reşad ve Vahdeddin dönemlerine yakından şahit olur. İmparatorluğun zor günlerine, Cumhuriyet’in kuruluş mücadelesine de tanık olur.
Abdülmecid’in kızı Münire Sultan’ın nedimesidir, dolayısıyla onunla birlikte eğitim görür. Leyla Hanım, sarayda ilk piyano derslerini alanlar arasındadır. Fransızca, Rumca, Arapça ve Farsça öğrenir. Devrin çok ünlü bestekar ve hocalarından önce Batı musikisi, daha sonra da Türk musikisi dersleri alan Leyla Hanım, hatıratında haremdeki müzik hayatından şöyle bahseder:
“Batı musikisi fanfarı ve orkestrası haftada iki, Osmanlı musikisi takımı haftada bir defa ders görürdü, bale dersleri için ayrı bir salon bulunmaktaydı. Harem-i Hümayun kadınlar orkestrasının bir konserinde pantolon ceket giyen kızların saçları kısaydı ve hepsi başlarına fes giymişlerdi. Türk musikisi meşkleri sazendelerin arzularına bırakılan herhangi bir makamda başlar; önce o makamdan peşrev, beste çalınır, daha sonra kemençe taksime başlarken, sekiz on tane genç rakkase içeri girip söz takımının önüne dizilir, kemençenin Karcığar makamına geçmesini bekler ve taksimin bitmesi ile köçeklerin ilk parçası başlar, adımlar atılır, raks başlardı.“
Leyla Saz, 1921 yılında yetmişli yaşlarında iken haremdeki anılarını, Vakit ve İleri Gazetesi’nde yayımlar. Ancak anılarının, bestelerinin ve şiirlerinin çoğu Bostancı’daki köşkü yandığı zaman kaybolur. Yayımladığı anıları, yangından sonra tekrar yazdıklarıdır. Hatıratı, saray çevresi ve harem hayatı konularında gözleme dayanan çok önemli bir kaynaktır. Şiirleri, Solmuş Çiçekler adıyla yayımlanır. Leyla Hanım’ın dili sadedir. Divan edebiyatı kültürü ile yazdığı şiirlerinin yanı sıra, yaşadığı yakın çevre ve halk kültürünün izlerini taşıyan yapıtları da vardır.
İlk şiirini 14 yaşında iken yazacaktır; ancak besteci yanı şair yanından daha öndedir. Leyla Hanım’ın, “Yaslı gittim şen geldim” mısrasıyla başlayan marşı bilhassa Cumhuriyet’in ilk yıllarında çok beğenilmiş, uzun süre dillerden düşmemiştir. “Nerdesin, nerde acep gamla bıraktın da beni” şarkısının bestesi, “Seni sevda çiçeğim, tac-ı serim” şarkısının ise sözleri Leyla Saz’a aittir.
1869 yılında Giritli Sırrı Paşa ile evlenir, 4 çocuğu olur. 1934 yılında Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra Saz soyadını alır; nedenini ise “Kendimi bildim bileli günüm müziksiz geçmedi” ifadesiyle açıklar.
Mutlaka Bilmeniz Gereken 15 Türk Kadın Şair (leblebitozu.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder