Ötüken’in erleri
Bilir benim gücümü.
Kopuzumun mızrabı
Aratmaz kılıcımı.
Kara Ozan! Seninle
Aşık atan Çuçu mu?
Çuçu bu meydan okuyuşa hiç irkilmeden hemen cevap verdi:
Seni böyle söyleten
Kımız mıdır, sücü mü?
Böyle yaman söylersen
Bilir benim gücümü.
Kopuzumun mızrabı
Aratmaz kılıcımı.
Kara Ozan! Seninle
Aşık atan Çuçu mu?
Çuçu bu meydan okuyuşa hiç irkilmeden hemen cevap verdi:
Seni böyle söyleten
Kımız mıdır, sücü mü?
Böyle yaman söylersen
That saved a wretch like me.
I once was lost, but now am found,
Was blind, but now I see.
'Twas grace that taught my heart to fear,
And grace my fears relieved.
How precious did that grace appear
The hour I first believed.
Through many dangers, toils and snares
I have already come;
'Tis grace has brought me safe
I don't know how to reach you
I hear your voice in the wind
I feel you under my skin
Within my heart and my soul
I wait for you
Adagio
All of these nights without you
All of my dreams surround you
I see and I touch your face
I fall into your embrace
When the time is right I know
You'll be in my arms
Adagio
I close my eyes and I find a way
No need for me to pray
I've walked so far
Odur bende en mukaddes duyguları yaşatan..
Bir diğeri sevgilim ki günüm, ayım, yıldızım
Odur bana hayattaki şiirleri anlatan ..
Bu mahluklar nasıl hakir olur şer’in gözünde?
Bir yanlışlık var mutlaka müfessirin sözünde!
Ailedir bu milletin, bu devletin esası,
Kadın tamam olmadıkça eksik kalır bu hayat ….
Ailenin adle uygun olmak için binası
Nikah, talak, miras: Bu üç iste gerek müsavat.
Peri kızı olmak istiyorum
Demekle kalmadın
Peri kızı olup gelmiştin
Rüya gerçek olmuştu
Fazla uzun sürmedi
Rüyalar şekil değiştirirken
Hayatın akışı ve zaman
Araya giren mesafeler
Dünya değişirken
Peri kızı canlandı
Henüz zamanı gelmedi
Sabır geleceğe uzandı
Olgunlukla beklendi
İyilik ve güzellikler
Bir tuzağa atılmış.
Gönül birçok duygudan
Ve oddan yaratılmış
Yasa neymiş, anlamaz;
Tasa çöker, inlemez,
Gönül ferman dinlemez,
Çünkü aşka satılmış.
Gönül için acı ne?
Her söz gider gücüne
Gönüllerin içine
İyi gelir duyana
Kelimeleri kullanana
Güzel sözler kulaklara
Hoş gelir canlara
İyilik dolu kalbi bulmak
Sevgiyi yaşamak
Mutluluğu paylaşmak
Sevince ortak olmak
Yüzleri aydınlatmak
Birlikte gülme zamanı
Bugün; doğum günün
Sevenlerin çok olsun
İçinde bütün oyunlarım
Kurtla kuzu olsun, şekerle bal
Baba bir masal anlat bana
İçinde denizle balıklar
Yağmurla kar olsun, güneşle ay
Anlatırken tut elimi
Uykuya dalıp gitsem bile
Bırakıp gitme sakın beni
Anlatırken tut elimi
Uykuya dalıp gitsem bile
Bırakıp gitme sakın beni
Bana bir masal anlat baba
İçinde tüm sevdiklerim
İçinde İstanbul olsun
Bana bir masal anlat baba
İçinde bütün oyunlarım
Kurtla kuzu olsun, şekerle bal
Baba bir masal anlat bana
İçinde denizle balıklar
Yağmurla kar olsun, güneşle ay
Anlatırken tut elimi
Uykuya dalıp gitsem bile
Bırakıp gitme sakın beni
Anlatırken tut elimi
Uykuya dalıp gitsem bile
Bırakıp gitme sakın beni
And now, the end is here
Ve şimdi son burada , son geldi
And so I face the final curtain
Ve bu yüzden final perdesiyle yüz yüze geldim
My friend, I`ll say it clear
Arkadaşım ki ben ona sevgili derim
I`ll state my case, of which I`m certain
İçinde bulunduğum durumumu açıklıcam
I traveled each and ev`ry highway
Bütün yollarda seyahat ettim
And more, much more than this, I did it my way
Ve bundan daha da önemlisi kendini yolumu tuttum
Seas would rise when I gave the word
Now in the morning I sleep alone
Sweep the streets I used to own
I used to roll the dice
Feel the fear in my enemy's eyes
Listen as the crowd would sing
"Now the old king is dead! Long live the king!"
One minute I held the key
Next the walls were closed on me
And I discovered that my castles stand
Upon pillars of salt and pillars of sand
I hear Jerusalem bells a ringing
Nîze-i kilk birle ââlem-gîr
(Ey bilgi ülkesini büyüleyen, kalem mızrağıyla alemi fetheden;)
Çün çikip til salâ-yi nazm salıp
Dehr mülkin bu tîğ birle alıp
(Dil çekip şiir salasını salarak dünyayı bu kılıçla alan;)
Nazm kişver-sitânı hem sinsin
Belki sahib-kırânı hem sinsin
(Şiir ülkesi sensin, belki padişahı sensin.)
Kelimelere sığar mı
Zamanı geri sarmak mı
Belki de zamanda yolculuk
Geleceğe mi bakmalı
Arayışları açık etmek
Cesaret ister
Belki de zamanın gelmesi
Olgunlaşmak ister
Nasip kısmet derken
Hayata dokunan küçük
Bir o kadar da büyük
Beklenmeyen ayrıntı
Ortaya çıktığında renkler
Manzara değişir mi
Masa çiçekle donatılıp
Ortaya da bir mum
Bir yol daha var, dönmek de yasak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Gel vazgeçelim hiç zorlamadan
Sen aklıselim, ben yorgun adam
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Yine gözümüz yükseklerde
Hayat geçiyo' perde perde
Doydum, artık bana müsaade
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Yine gözümüz yükseklerde
Hayat geçiyo' perde perde
Doydum, artık bana müsaade
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Bir yol var ama her yerde tuzak
There once was a ship that put to sea
The name of the ship was the Billy O' Tea
The winds blew up, her bow dipped down
O blow, my bully boys
, blow (Huh)
[Chorus]
To bring us sugar and tea and rum
One day, when the tonguin' is done
[Post-Chorus]
Da-da, da-da-da-da
Da-da-da-da, da-da-da-da-da
Da-da, da-da-da-da
Da-da-da-da-da-da
[Verse 3]
Before the boat had hit the water
The whale's tail came up and caught
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpare, geniş bir anın Parçalanmaz akışında. Bir garip rüya rengiyle Uyuşmuş gibi her şekil, ...