İki yüreğim olmalıydı, birincisi duygusuz, ikincisi her dem sevdalı.
Hangi güzel için atıyorsa ona verirdim ikinciyi; öbürüyle de mutlu yaşardım.
Hep aşktan söz ederek geçirdim ömrümü
Aşklarımdan da sadece, kendi sözlerim kaldı geriye…
Elbette, yüreğimin sesini dinleseydim eğer,
En çılgını olurdum, aşktan çıldıranların.
Ama yalnızca gülümsemeler istedim kadınlardan,
Ama yalnızca gülümsemeler gördüm kadınlardan.
Yerin dibine geçeyim yalan söylüyorsam!
1912 yılı… ..
Butros… .. Kalkıp Halil’e gitti ve … .. kızını istemeye geldiğini söyledi…. .. Gidip eski öğretmenine
istediğini bildirdiğinde, onun yanından hiç kuşku duymuyordu. … ..Nâzirenin ağabeyi, uzun zamandır
Butros’un en iyi arkadaşıydı. … ..
… ..
Nâzire, on yedisine yeni girmişti, damat adayıysa kırk dört yaşındaydı. … ..
… ..
İki yüreğim olmalıydı, birincisi duygusuz, ikincisi her dem sevdalı.
Hangi güzel için atıyorsa ona verirdim ikinciyi; öbürüyle de mutlu yaşardım. … ..
... ..
... .. Protestan bir aileden gelen Sofiya, Botros'un din konularındaki kayıtsız tavrından hiç
hoşlanmıyordu. Hele bu konuda kafasında ne gibi "düzenler" kurduğunu bir bilseydi!...
Yine de vaiz, duygularını belli etmemesini ve bu dikenli sorunu en iyi şekilde çözme işini kendisine
bırakmasını karısından rica etti.. Kalkıp Beyrut'a , kızının yatılı okuduğu Amerikan School for Girls’a gitti ve onunla uzun uzun konuştu. Hem kendisinin hem de annesinin bu konudaki görüşlerini kızına
aktardı ve onunla da bunları paylaştığını görerek rahatladı. … ..
… ..
Butros kendisine “hayır” dendiğini hemen anlamadı. … ..
… ..
Butros’un, kendisiyle evlenmeye ikna etmek için Nâzire’ye neler söylediğini hiçbir zaman
bilemeyeceğim. .. ..
*Yolların Başlangıcı & Amin Maalouf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder