2 Mart 2023 Perşembe

Aşk âteşine, ey dil, yanarsa cân-ı şeydâ, & Şeyhülislâm Yahya*


Aşk âteşine, ey dil, yanarsa cân-ı şeydâ,

Her bir avuç külünden bir bülbül ola peydâ;


Mülk-i dile o lebden hakka bir korku vardır,

Caiz ki bu şererden âlem yana serâpâ!




























*Divan edebiyatı şairleri, gözleri kendi içlerine kapanmış insanlardı; dört yanı bir nakışla süslü bir billur kule içinde, hayal imbiğinden teşbih ve istiare süzerek yaşarlardı. Bilirsiniz, teşbih benzetmek demek; istiare bir sözü asıl anlamından başka bir anlamda, ödünç olarak alınmış bir anlamda kullanma sanatıdır. Teşbih de istiare de eski edebiyatımızın çok kullanılan söz hünerlerinden sayılır. 

Şair Yahya’nın … .. teşbih ve istiareyle dolu dört mısraını okurken gözümün önünde gördüklerimi size anlatayım:


Aşka ateşiyle yanmış yarı deli gönüllerin külleri avuç avuç havaya serpiliyor, bir daha da yere düşmüyor; çünkü onlar artık kanat şakırtıları içinde hayal etme gücümüzün yarı aydınlık seherinde, tabiat ilk ışıklarla aydınlanmaya başlarken, sonsuz yolculuklar çıkan bülbüllerdir. 

Bu birinci imaj. 

İkinci imajı da birlikte yaşayalım: Yahya, sevgilisinin kızıl dudağını kıvılcıma benzetiyor. 


Bu kıvılcımdan âlem yanabilir;  güzelden anlayan herkes, bütün âşık gönüller, böyle bir kıvılcımdan tutulmuşlardır. Gönül ülkesine o dudaktan gerçek tehlike vardır.


*Eski Şiirimizin Ustaları & Refik Ahmet Sevengil












































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sohrab and Rustum & Matthew Arnold*

And the first grey of morning fill'd the east, And the fog rose out of the Oxus stream. But all the Tartar camp along the stream Was hus...