Verse 1]
I wanna follow where she goes
I think about her and she knows it
I wanna let her take control
'Cause everytime that she gets
I wanna follow where she goes
I think about her and she knows it
I wanna let her take control
'Cause everytime that she gets
(Happy Christmas)
Ah, ah-ah
Ooh-woah
Oh-oh
[Chorus]
Last Christmas, I gave you my heart
But the very next day, you gave it away
This year, to save me from tears
I'll give it to someone special
Last Christmas, I gave you my heart
But the very next day, you gave it away (You gave it away)
And one said smiling 'Pretty were the sight
If our old halls could change their sex, and flaunt
With prudes for proctors, dowagers for deans,
And sweet girl-graduates in their golden hair.
Stanza 8, line 139.
A rosebud set with little wilful thorns,
And sweet as English air could make her, she.
Stanza 9, line 153.
Looking as if she were alive. I call
That piece a wonder, now; Fra Pandolf's hands
Worked busily a day, and there she stands.
Will't please you sit and look at her? I said
"Fra Pandolf" by design, for never read
Strangers like you that pictured countenance,
The depth and passion of its earnest glance,
But to myself they turned (since none puts by
The curtain I have drawn for you, but I)
Alçakta olanınsa yoktur gururu
Oysa mütevazı olanın sonsuz kadar
Rehberi olacaktır Tanrı
Elimdekiler yeter bana
İster az, ister çok olsun
Tanrım, bir tek şefkat dilerim senden
Çünkü sen bizi öyle korursun.
Fazla olan her şey yüktür
Hac yollarına;
Bugün azla yetinip ahirette saadet bulmak
En iyisidir her çağda.
Ak köpükler yükselirken arşa
Bir güzel yıkar,durular, sıkarım,
Ve sonra da asarım kurutmaya,
Başlarlar dışarıdaki o temiz havada
Güneşli göğün altında sallanmaya.
Keşke yüreklerimiz de yıkayabilseydik
Geçen zamanın kirlerinden,
Ve tıpkı onlar gibi benliklerimizi de,
Arındırabilseydik su ve havanın büyüsüyle
İşte o zaman yeryüzü gerçekten de
Bayram yeri olurdu çamaşır gününde!
Yararlı bir yaşamın yolu üstünde
With the stars up above in your eyes
A fantabulous night to make romance
'Neath the cover of October skies
And all the leaves on the trees are falling
To the sound of the breezes that blow
And I′m trying to please the calling
Of your heart strings that play soft and low
You know the night's magic
Seems to whisper and hush
And all the soft moonlight
Seems to shine in your blush
Can I just have one more moondance
With you, my love?
Can I just make some more romance
With you, my love?
Well, I wanna make love to you tonight
I can't wait ′til the morning has come
And I know, now the time is just right
And straight into my arms you will run
And when you come, my heart
My heart will be waitin′
To make sure that you're never, never alone
There and then, all my dreams will come true, dear
There and then, I will make you my own
And every time I touch you
You just tremble inside
And I know how much you want me
That you can′t hide
Can I just have one more moondance
Diye seslendiğimde
Mutlu eden gülüşün
Aklımızda yer eden
Sabır dolu tevekkül
Sessiz vakur duruşun
Geride kalmadı, hâlâ canlı
Yüreğimizde sıcaklığın
Yaşadıkça saracak
Senin anlam dolu bakışın
Bizlere yol gösterecek
Özlem dolu dualarımız sana
Her zaman sürecek
Ben kimem, Sâki olan kimdir, Mey ü sahbâ nedir!
Gerçi cânandan dil-i şeydâ içün kâm isterim,
Sorsa cânân bilmezem kâm-ı dil-ü şeydâ nedir.
Ah ü feryâdın, Fuzûlî, incidüptür âlemi,
Kerbelâ-yı aşk ile hoşnûd isen kavga nedir?
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber
Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi,
Bir ağaç gövdesini tıpkı sarmaşık gibi,
Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı?
Kudretle davranmayıp hileyle tırmanmak mı?
İstemem eksik olsun! Herkes gibi, koşarak
Yabanın zenginine methiyeler mi yazmak?
Yoksa nâzırın yüzü gülecek diye bir an
Karşısında takla mı atmak lâzım her zaman?
İstemem eksik olsun! Ricaya mı
Uzakları yakın eden
Gülen yüzünü gören
Sesini duyan
Başka işlere dalmadan
Dualar ve ardından
“Günaydın!” diyen
İyi dilekler sunan
Kalpten isteyen
Gönülden seslenen
Yürekleri ısıtan
Mutluluk bekleyen
Kelimelerden anlam çıkaran
Daha fazlası için
Düşüncelere dalan
Zamanın
Anlamını bilen
Это чьи-то слезы.
Как с деревьев листья
Падают они.
Ты пришла нежданно
На заре туманной,
Как пришла разлука 2 раза
На порог любви.
Стук колес слышнее,
Сердце леденеет.
Стук колес прощальный
Уносил меня.
И стоишь ты снова
В тишине вокзальной,
И у ног твоих шумит 2 раза
Опавшая листва.
Скоро будет осень,
Vuslat yine mi kaldı güzel başka bahare
Bâri bulayım söyle de sen derdime çâre
Vuslat yine mi kaldı güzel başka bahare
şu dağlara yangele
Yan gele
Vahreş-i fitteki düşman sefilesinin su kesimi
Denkleş dur
İki bıyık bükümü sağa
Beraber bir iki
Üç evlek ileruuuu
Beraber bir iki üç
Bir gülle tıkıla
Ikıla
Sıkıla
Mesafe hak getire
Haydi Allah rasgetire aman
Genç Osman dediğin bir küçük uşak
A des reflets d’argent, la mer
Des reflets changeants sous la pluie
La mer au ciel d’été
Confond ses blancs moutons
Avec les anges si purs, la mer
Bergère d’azur infinie
Voyez près des étangs
Ces grands roseaux mouillés
Voyez ces oiseaux blancs
Et ces maisons rouillées
La mer les a bercés
Le long des golfes clairs
Et d’une chanson d’amour, la mer
A bercé mon cœur pour la vie
La mer qu’on voit danser
Le long des golfes clairs
A des reflets d’argent, la mer
Des reflets changeants sous la pluie
La mer au ciel d’été
Ağanın bahçesinden,
Bir şahin uçtu uzaklara.
Bir yiğit de yakalamak istedi.
Sağ koluna konsun diye çağırdı.
Şahin dile gelmiş,demiş ki,
Beni altın kafese atmayı başaramadın,
Şimdi uçup giderim uzak mavi denize,
Bembeyaz bir kuğu kuşunu vururum kendim için,
O güzel kuğu etini yiyeceğim bütün gün…”
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpare, geniş bir anın Parçalanmaz akışında. Bir garip rüya rengiyle Uyuşmuş gibi her şekil, ...