28 Mart 2025 Cuma

Bir Anlık Gecikme & Tevfik Fikret*

Sesinde o öfkenin o korkunç yıldırımı var ki

Her yerde hak ve kurtuluş duygusunu tetikler.


Vuruşunla kahredici ayağı titrer zorbalığın,

En gururlu, görkemli tâcı sarsar yaklaşışın.


Silkip yüzyılların boyunlarındaki ilmiklerini, en çetin

Bir uykudan uyandırır milleti dehşetin.

Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın!

Attın... ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın!

27 Mart 2025 Perşembe

Kadem-i Şerif* & Sultan 1. Ahmet*


N’ola tâcum gibi başumda götürsem dâim

Kadem-i Nakşını ol hazret-i şâh-ı rûsülün

Gül-i gülizar nübüvvet o kadem sahibidir

Ahmedâturma yüzün sür kademine o gülün

25 Mart 2025 Salı

Sen İstanbul olsaydın keşke & Nurullah Genç*

 


               Hayal

Çamlıca da bir ay gördüm; senindi

Birden o nazenin yüzüne indi

Gözlerinin yeşil denizlerinden

Gülümserdin; has bahçeye dönerdim

Bir zamanlar bulutlardaydı başım

Bir zamanlar sevdalı bir fenerdim

Sabah yalınayak kıyılarında

Avuçlardım doğuşunu güneşin

Akşamları gemilerden kovulur

Hayalini düşürürdüm izime

O sapsarı, günbatımında yanan

Saçlarınla sarılırdın yüzüme

 

Dünya bize zindan, dünya bize dar

İstanbul olsaydın, ben de gökyüzü

Öylece dursaydık sonsuza kadar

 

Ben hangi mimarım, bilseydin eğer

Bir lügat yanmazdı böyle ansızın

Eriyip akmazdı kanda cümleler

Rüveyda & Nurullah Genç*


Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına

Bir güvercin uçurup kıtalar arasından

Çağırdın beni

Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını

Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına

Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı

Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı

Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana

Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına

 

Adını söylemek istemiyorum

Her hecesi amansız bir kor dudaklarımda

Her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım

Zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım

Adını söylemek istemiyorum

Rüveyda dediğim zaman

Anla ki, senin için yürüyor kelimeler

Çığlığımın atardamarlarından

 

 

Hangi yıldızdır bilmem, gözlerin

Kayar da üzerime Rüveyda

Önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime

Yağmur & Nurullah Genç*


Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr

Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından

Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur

Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından

Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat

En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat

 

Yıllardır boz bulanık suları yudumladım

Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları

Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım

 

Hasretin alev alev içime bir ân düştü

18 Mart 2025 Salı

Derdimi ummana döktüm âsumâna inledim*


Derdimi ummana döktüm âsumâna inledim

Yâre de âğyâre de hal-i derunum söyledim

Âşina yok derdime ben söyledim ben dinledim

Gözlerim yollarda kaldı gelmedin çok bekledim

Bir gece ansızın gelebilirim*


Bu kadar yürekten çağırma beni

Bir gece ansızın gelebilirim

Bu kadar yürekten çağırma beni

Bir gece ansızın gelebilirim


Beni bekliyorsan, uyumamışsan

Sevinçten kapında ölebilirim

Beni bekliyorsan, uyumamışsan

Sevinçten kapında ölebilirim


Bir gece ansızın gelebilirim

Bir gece ansızın gelebilirim

Belki de hayata yeni başlarım

İçimde küllenen kor alevlenir


Bakarsın hiç gitmem kölen olurum

Belki de seversin beni kim bilir

Ben buy-i vefa bekler iken süz-i çemenden*


Ben buy-i vefa bekler iken süz-i çemenden

Aldım boyumun ölçüsünü serv-ü semenden 

Âzârı hezâr etse de vazgeçse de benden 

Geçmez yine şeydâ gönülde ol gonca dehenden 

Aman aman Bağdatlı*


Aman aman Bağdatlı

Yanağı baldan tatlı

Kış günü yar yanında

Yaz günü sahra tallı


Aman meleğim nasıl edeyim

Seko seko seko gel yanıma


Bağdat’ın hamamları

Yanıyor külhanları

Ne acayip baş bağlar

Antakya hanımları


Aman meleğim nasıl edeyim

Seko seko seko gel yanıma


Bağdat’a giden olsa

17 Mart 2025 Pazartesi

Kız sen geldin çerkeşten*


Kız sen geldin çerkeşten

Pek güzelsin herkesten

Kız sen geldin çerkeşten

Pek güzelsin herkesten

Farkın yoktur billahi lepiska saçlı güzelden

Farkın yoktur billahi lepiska saçlı güzelden

Annen baban işte bunu bilmezler

Annen baban işte bunu bilmezler

Kız seni beylere vermezler

Kız seni beylere vermezler

Kız acırım haline aldanma el alemine

Kız acırım haline aldanma el alemine

Verselerdi alırdım ben seni dünya malı ile

Verselerdi alırdım ben seni dünya malı ile

Annen baban işte bunu bilmezler

Annen baban işte bunu bilmezler

Kız seni beylere vermezler

Kız seni beylere vermezler

Bekledim de gelmedin*


Bekledim de gelmedin

sevdiğimi bilmedin

gözyaşımı silmedin

hiç mi beni sevmedin

şöyle böyle hiç mi beni sevmedin

 

Bir öpücük ver bana

yalvarıyorum sana

beni kucaklasana

kollarına alsana

şöyle böyle hiç mi beni sevmedin

 

İstanbul konağında

beni var yanağında

bir öpücük ver bana

yalvarıyorum sana

şöyle böyle hiç mi beni sevmedin

Hâb-gâh-ı yâre girdim arz için ahvâlimi*


Hâb-gâh-ı yâre girdim arz için ahvâlimi

Bir perişân hâlini gördüm unuttum hâlimi

Sâkiten icrâ ederken dîde eşk-i âlimi

Leblerinde sînesinde gizlenen âmâlimi

Leblerimle topladım tebrik edin ikbâlimi

Terkîb-i bend & Ziya Paşa*


Saki getir ol badeyi kim mâye-i candır

Arâm-dih-i akl-ı melâmet-zedegândır

Ol mey ki olur saykal-ı dil ehl-i kemâle

Nâ-puhtelerin aklına bâdî-i ziyandır

Bir câm ile yap hatırı zîrâ dil-i vîrân

Mehcûr-ı hârâbat olalı hayli zamandır

Sâkî içelim aşkına rindân-ı huda'nın

Rindân-ı huda vâkıf-ı esrâr-ı nihândır

Sâkî içelim rağmına sûfî-i harisin

Kim maksadı kevser emeli hur-i cinândır

Aşk olsun o pîr-î mey-i perverde-i aşka

Kim badesi sad-sâle vü sâkîsi civandır

Pîr-i meye sor mes'elede var ise şüphen

Vaizlerin efsaneleri hep hezeyandır

Ben anladığım çarh ise bu çarh-ı çep-

Ateş-i sûzân-ı firkat yaktı cism ü cânımı *

 



Ateş-i sûzân-ı firkat yaktı cism ü cânımı 

Bir harâb-âbâde döndürdü dil-i vîrânımı 

Neyle teskin eyleyim bu dîde-i giryânımı 

Çünki aldırdım elimden sevgili cânânımı 

Ağla çeşmim ağla durma gitti elden nazlı yâr 

Çağla ey eşk-i terim çağla misâl-i cüy(i) bâr 

Rûyinden at nikabı*


Rûyinden at nikabı

Doldur şarab-ı nabı
Ver mutrıba rebabı
Çalsın da zevkim artsın
İçsin de şevkim artsın

Hanendeler ser-a-ser
Düm tekle hep beraber
Nağmat ile ter-a-ter
Çalsın da zevkim artsın
İçsin de şevkim artsın

Sen de mi halâ esîr-i zülf-i yâr olmakdasın*


Sen de mi halâ esîr-i zülf-i yâr olmakdasın

Uslan ey dil uslan artık ihtiyâr olmakdasın

Bilmiyorsun kendini zar ü nizar olmakdasın

Uslan ey dil uslan artık ihtiyâr olmakdasın

8 Mart 2025 Cumartesi

Siyah Gözlerine Beni de Götür & Nurullah Genç


Daha dokunmadan kurudu irem

çöllere bir türlü yağamıyorum
yeni bir koşunun başlangıcında
biraz deprem sonrası
biraz şehir hülyası
bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür
artık bu yerlere sığamıyorum.


Pembe uçurtmalar yolladığından beri
sarardı tiryaki menekşeleri
sonbaharın tozlu kafeslerinde
sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor; ben kalıyorum
avareyim,asudeyim,yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum

4 Mart 2025 Salı

Ağa Camii & Nazım Hikmet*


Havsalam almıyordu bu hazin hali önce

Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce


Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım;

Allah'ımın ismini daha çok candan andım.


Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen!

Böyle sokaklarda ki, anası can verirken,


Işıklı kahvelerde kendi öz evladı var...

Böyle sokaklarda ki, çamurlu kaldırımlar,


En kirlenmiş bayrağın taşıyor gölgesini,

Üstünde orospular yükseltiyor sesini.


Burda bütün gözleri bir siyah el bağlıyor,

Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor.


Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu,

Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu


Bu imansız muhitte öyle yalnızsın ki sen

Bir teselli bulurdun ruhumu görebilsen!

Yağmur Duası & Sezai Karakoç*

Ben geldim geleli açmadı gökler Ya ben bulutları anlamıyorum Ya bulutlar benden bir şey  bekler Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum Ben geldim ...