28 Mart 2025 Cuma

Bir Anlık Gecikme & Tevfik Fikret*

Sesinde o öfkenin o korkunç yıldırımı var ki

Her yerde hak ve kurtuluş duygusunu tetikler.


Vuruşunla kahredici ayağı titrer zorbalığın,

En gururlu, görkemli tâcı sarsar yaklaşışın.


Silkip yüzyılların boyunlarındaki ilmiklerini, en çetin

Bir uykudan uyandırır milleti dehşetin.

Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın!

Attın... ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın!



Dursaydı bir dakikacık (bu hep) geçen zaman,

Ya da o durmasaydı o tâlihsiz taç,

Kanlarla bir cinâyete pek benzeyen bu iş

Bir iyilik olurdu, benzeri yüzyıllarca geçmemiş.


Ancak, rastlantı... âh o güçlülerin dostu,

Ey yüce patlama, ey öc alıcı duman,

Kimsin? nesin? bu saldırıya iten ne, sebep ne? kim?

Arkanda bin meraklı bakış ve sen


yoksun,


Görünmeyen bir eli andırıyorsun, kurtarıcı.

Güçsüzlerin, zavallıların değişmez düşmanı,

Birden yetişti etkisiz kılmaya, bu yakıcı planı,

Söndürdü bir nefeste bu parlak umudu;


Yazdı, alay etmek için bilinçsiz yazgı,

Zulüm tarihine bir övünme önsözünü.

Kurtuldu; hakkıdır, alacak şimdi öcünü;


Ancak; unutmasın şunu (ki) alçaklığın tarihi:



Bir milleti çiğnemekle bu gün eğlenen (alçak)

Bir anlık gecikmeye borçlu bu keyfini



*ali orsorluoğlu: Tevfik Fikret - Bir Lahza-i Taahhur(Bir anlık duraklama)

Bir ermeni komitecinin(21 Temmuz 1905) günü Abdulhamid'e yaptığı suikastan sağ kurtulmasından üzgün olan Tevfik Fikret şiiri aşağıdadır .


Dikkatle okuyun zındıkın şiirini. Böyle hainlere nasıl itibar ediliyor ve nasıl okullarımızda şiirleri okutuluyor anlamak mümkün olmuyor!


*SAHNE - Literature, poetry, theater, cinema & more: II. ABDULHAMİD'E SUİKAST GİRİŞİMİ VE "BİR ANLIK GECİKME" ŞİİRİ ÜZERİNE


*tevfik fikret'in bir anlık gecikme şiiri - ekşi sözlük

*''abdülhamid kuruntulu bir padişah olduğu için, cuma namazlarını yıldız sarayı’nın kapısından 300-


400 metre uzaklıktaki yıldız (hamidiye) camii’nde kılardı. dönemin tanıklarına göre yolun iki tarafına padişahın muhafızları, süvari ve piyade hassa askeri iki sıra dizilir, mızıka-i hümayun marş-ı sultani’yi çalar, devlet ileri gelenleri ve komutanlar bu törende hazır bulunurlardı. belirli ve alışılmış kişilerden başka kimse cuma namazı için padişahla beraber camiye giremezdi. her tarafta bendeler, hafiyeler, sivil polisler bulunurdu.


26 ölü, 58 yaralı
işte 21 temmuz 1905 günü, yine böyle bir törende, istanbul’un her yerinden duyulan korkunç bir patlama oldu. insan ve hayvan cesetlerinin kanlı parçaları, taşlar ve topraklar etrafa savruldu. sonradan anlaşıldığına göre 
26 kişi ölmüş, 58 kişi yaralanmış, 20 at ve 17 araba parçalanmış, cami hasar görmüştü, ancak abdülhamid sağ ve salimdi...

rivayete göre patlamadan sonra, evhamı ile tanınan abdülhamid

kendini kontrol etmeyi başararak sadece “ne var, ne oldu?” diye sormakla yetinmiş, ardından kılıç çekerek avluya doluşan süvari birliğine “korkmayın, korkmayın” dedikten sonra saltanat arabasına atlayıp, dizginleri bizzat eline alarak oradan süratle ayrılmıştı. tören dairesi’nin önünden geçerken elçiler tarafından selamlanan abdülhamid, her cuma olduğu gibi o gün de çit köşkü’nde elçileri kabul etmişti. o gün ve ertesi gün kendisine geçmiş olsun diyenlerle

ilgilenecekti

olayı soruşturmak üzere bir komisyon kurulmuş, yolda bulunan bir lastik parçasının izi sürülerek arabanın markası tespit edilmişti. markadan kalkarak arabaya, arabadan da suikastçılara ulaşılmıştı. daha sonra şehrin çeşitli semtlerinde baskınlar yapılmış, iddialara göre değişik mekânlarda depolanmış 148 kilo ‘milinit’ adlı patlayıcı malzeme ile osmanlı bankası ve galata köprüsü’nü uçurmak üzere kazılmış yeraltı tünelleri bulunmuştu.

daha sonra ortaya çıkmıştı ki suikastı düzenleyen çekirdek ekip, taşnaksutyun’un üç kurucu üyesinden biri olan tiflisli hristafor mikayelyan (kod adı samuel fayn) ile kızı olarak tanıtılan rubina areşyan (kod adı rubina fayn) ile rusya ermenilerinden mardiros markaryan’dan (kod adı safo) meydana gelmişti. beyoğlu’ndaki moraviç apartmanı’nda bir daire kiralayan suikast timi belçika’da pek çok bombalama olayına karışmış ‘gedikli’ anarşist charles edouard jorris ve eşi anna ile temasa geçmişti. mikayelyan, bombayı hazırlama aşamasında bulgaristan’da öldüğü için ekip onsuz devam etmişti. (suikasta katılan ermenilerin adı her kaynakta farklı veriliyor. sonunda, okurlarımdan sevan değirmenciyan’ın o dönemde kaleme alınmış ermeni kaynaklarından bana aktardığı isimlerin daha doğru olduğu kanısına vardım ve onları kullandım.)
suikast, viyana yapımı ‘machine infernale’ (cehennem makinesi) denen saatli bir bomba ile gerçekleştirilecekti. titiz gözlemler sonunda abdülhamid’in namazdan sonra

caminin binek taşından arabasına bir dakika 40 saniyede (bazı kaynaklara göre iki dakika 40 saniyede) geldiği saptanmıştı. ardından 100 kg. ağırlığındaki demir-çelik parçacıklarından oluşan bombayı taşımak için viyana’daki nesel dofer araba fabrikasına şık bir fayton tasarımı hazırlatmışlardı. suikastçılar bu tasarıma uygun olarak imal ettirdikleri parçaları istanbul’a getirmişler, şişli’deki bir ahırda monte ettirmişler, faytonu çektirmek için dönemin ünlü orta oyuncusu kel hasan’dan iki doru at satın almışlardı.


ekip, abdülhamid’i beklemek üzerine yıldız sarayı’nın saat kulesi’nin (1890 yılında ermeni mimar sarkis balyan tarafından yapılmıştı) altındaki yerlerini almışlardı. bombanın tam zamanında patlaması için uygun bir düzenek hazırlanmıştı. ancak başta belirttiğim gibi 26 kişi ölü, 58 yaralıya rağmen abdülhamid’in kılına zarar gelmemişti.
peki, suikast neden başarısız olmuştu? olayın en yakın tanıklarından olan woods paşa’nın anlattığına göre, abdülhamid önce şeyhülislam cemalettin efendi ile ayaküstü sohbet etmiş, ardından da istabl-ı amire (saray ahırı) müdürüne bir dahaki selamlık törenine kadar arabası için yeni atlar temin

edilmesini emretmişti. dönemin tanıklarından abdullah bedevi (kuran) ise, harbiye mektebi’nde kurulan ihtilalci askerler cemiyeti’nden kırşehirli rıza adlı bir öğrencinin abdülhamid’e dilekçe vermesi yüzünden abdülhamid’in birkaç dakika geciktiğini iddia etmişti. hangi iddia doğrudur bilinmez ama anlaşılan bu iki-üç konuşmanın neden olduğu birkaç dakikalık gecikme abdülhamid’in hayatını kurtarmıştı.


“bir lâhza-i teahhur”

daha sonra olayın arkasında sadece ermeni komitacıların değil ittihatçıların da olduğu iddia edildi. ittihat ve terakki cemiyeti’nin (itc) 1907’de paris’te yapılan ıı. kongresi’nde, abdülhamid’i yıkmak için ittihatçılarla taşnakların ittifak yaptığı bugün bilinmekteydi. 1908’de abdülhamid’e meşrutiyet’in ikinci kez ilan ettirilmesi de bu ittifakın sonucuydu. ancak, suikasta katılması yönünde davet alan ittihatçı ahmed rıza’nın bu teklifi şiddetle reddettiği ve bağımsız bir ermeni devleti yararına hedefe doğru giden bir partiyi kınadığı da biliniyordu. kısacası itc katkısı soru işaretiydi.

öte yandan sadece ittihatçılar değil, istibdat yönetimine karşı olan başkaları da bomba olayı’nı onaylamışlardı. örneğin abdülhamid’in siyasi muarızlarından tevfik fikret (ittihatçı değildi), 1908’den sonra yayımlanabilen ünlü “bir lâhza-i teahhûr” (bir anlık gecikme) adlı şiirinde günümüz türkçesiyle “…silkip yüzyılların boyunlarındaki ilmiklerini, en çetin/bir uykudan uyandırır milleti dehşetin/ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın!/attın fakat yazık ki, yazıklar ki vuramadın!/.../ bir kavmi çiğnemekle bu gün eğlenen alçak/bir anlık gecikmeye borçlu bu keyfini!” diyerek suikastın başarısızlıkla sonuçlanmasından duyduğu büyük üzüntüyü dile getirmişti.

tarihçi ahmed refik altınay (ki o da ittihatçı değildi) olayı anlatırken “osmanlı milletini abdülhamid’in zulmünden kurtarmak için bu kahramanca hareketin ermeni vatandaşlarımız tarafından icra olunduğu anlaşıldı,” demişti.

1909’daki 31 mart olayı’ndan sonra, yıldız sarayı’nda ele geçirilen belgeler arasında

bomba olayı’na dair jurnallerle birlikte ermenilerin verdiği jurnaller (ihbarlar) de vardı. hatta o sırada osmanlı imparatorluğu’nun londra sefareti’nde üçüncü sekreter olan esat (paker) bey anılarında abdülhamid’in kendisine hazırlanan suikasttan haberdar olduğunu; bu konudaki istihbaratı londra sefiri kostaki muzurus paşa’dan, muzurus paşa’nın da bir ermeni’den almış olduğunu yazmıştı. kısacası bomba olayı’na türklerin veya ermenilerin

yaklaşımı tek tip değildi. bazı ermeniler ve türkler abdülhamit rejiminden yana yer almışlar, bazıları ise ona muhalefette birleşmişlerdi.


belçika’nın baskısı

olayı soruşturmak üzere kurulan komisyon yüzlerce tanık dinledi, binlerce sayfa fezleke tuttu. suikastçıların bir bölümü ölmüş, bir bölümü yurtdışına kaçmıştı. planlar hakkında her türlü bilgiye sahip olduğu sanılan hacı nişan minayan

adlı komitacı konuşmamak için bileklerini teneke ile keserek intihar etmişti.


mahkemenin karar vermesinden bir gün önce yani 17 aralık 1905 günü belçika hükümeti osmanlı imparatorluğu’na bir nota verdi. istanbul belçika’nın notasına kulak asmadı ve joris’i 18 aralık 1905 günü idama; diğer sanıkları da hapse mahkûm etti. ama belçika olayın peşini bırakmadı. baskının nasıl sonuçlandığını abdülhamid’in

mabeyn başkâtibi tahsin paşa’nın anılarından okuyalım: “bir gece brüksel’den yıldız’a bir telgraf geldi. bu telgrafta joris’in affı dileniyordu. telgraf rica ve tehdit ile karışık bir ifade ile yazılmıştı. joris hapishane hücresinden saraya getirildi, padişahla bilvasıta [aracısız] görüştü, ermeni komitaları aleyhine çalışmak ve bunların durumları, hareketleri hakkında bilgi vermek üzere para karşılığında sultan hamid’in hizmetine girdi, beş yüz altın yolluk bağışlanarak

sirkeci’den trene bindirildi ve gitti. sultan hamid’i ortadan kaldırmak için görev kabul etmiş olan joris, çok geçmeden sultan hamid’in hafiyeliğini alarak avrupa’ya döndü ve hayli hizmet etti.'' ayşe hür'ün 19 nisan 2015 tarihinde radikal'deki 1905 bomba olayı ve 1909 adana iğtişaşı yazısında olayı anlatmaktadır.

bahsi geçen şiir için http://www.sevgiadasi.com/…-tevfik-fikret-siirleri/

























































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Âsâf'ın Mikdârını Bilmez Süleyman Olmayan* & Ziya Paşa

Âsâf'ın mikdârını bilmez Süleyman olmayan Bilmez insan kadrini âlemde insan olmayan Zülfüne dil vermeyen bilmez gönül ahvâlini Anlamaz h...