16 Şubat 2023 Perşembe

Akşamlarım & Ahmet Haşim*


Her akşam üstü ufuklarda bir selâm ararım

Her akşam üstü uzak bir semâ-yi muzlimden.

Sükût ü zulmet olan bir muhît-i mü’limden

Doğar hayâtıma bir hicr-i dâimi sanırım.

Semâ, senin o zamân mâteminle, hüznünle

Deniz, senin o zaman hâtıranla mâlidir.

Havâda son nefesin ye’s-i rûhu hâkîdir,

Akar sular, dereler son nidâ-yi ye’sinle.


Emellerimde bu dem bir hubûb-ı târ uyanır.

Kederlerimde büyük bir sükût-ı zıll u havâ,

Başım elimde, uzaklarda ihtizâr-ı mesâ,

Dumanlı, gölgeli bir sâha-î hayâli uzanır.

Hayâl ü hissimi reng-i muhite benzeterek

Zevâl-i ömrümü seyreyliyor sanır nazarım.

Erir bu dem kalır ufkumda bî-ziyâ bir renk

Hakayıkım, elemim, zulmetim, düşüncelerim.


Şemîm-i valsını bir nağme, bir havâ, bir zıl,

Bu dem muhit-i hayâlâta anlatır bir bir.

Bu dem, bu dem senin, ey rûh-ı gâib ü zâil

Cunûn-ı ekşimi tenvime geldiğin demdir.

Buhâr-ı şâm ile dağlar, denizler, ormanlar

Gurub eder gibi bir başka cevf-i esrâra,

Uzak ufukların üstünde mest ü âvâre

Sükût-ı firkati ervâha Zühre nakleyler.

Başım elimde, sorar gözlerim ufuklardan

Şemîm-i vaslını bir nefha, bir havâ senden;

Bakıp ufûlüne her şâm-ı mü’limin sanırım

Doğar sükut ile akşamlarım mezârından…




AKŞAMLARIM

Her akşam üstü ufuklarda bir selâm ararım

Her akşam üstü uzak bir karanlık gökten.

Sessizlik ve karanlık olan bir üzücü çevreden,

Doğar hayatıma bir sürekli ayrılık sanarım.

Gökyüzü, senin o zaman yasınla, üzüntünle

Deniz, senin o zaman anınla doludur.

Havada son nefesin ruh sıkıntısını anlatır,

Akar sular, dereler son karamsar seslenişinle.

İsteklerimde bu sıra bir karanlık tohum uyanır.

Acılarımda büyük bir gölge ve hava sessizliği,

Başım elimde, uzaklarda akşamın can çekişmesi,

Dumanlı, gölgeli bir hayal alanı uzanır.

Hayal ve duygumu çevrenin rengine benzeterek

Ömrümün sona erişini gözlüyor sanır bakışım.

Erir o zaman kalır ufkumda ışıksız bir renk

Gerçeklerim, üzüntüm, karanlığım, düşüncelerim.

Kavuşmanın güzel kokusunu bir ezgi, bir hava, bir gölge,

Bu sıra hayallerin çevresine anlatır bir bir.

Bu sıra, bu sıra senin, ey yiten ve yok olan ruh

Gözyaşlarımın çığlığını uyutmaya geldiğin andır.

Akşamın buharı ile dağlar, denizler, ormanlar

Batar gibi bir başka sır boşluğuna

Uzak ufukların üstünde sarhoş ve başıboş

Ayrılığın sessizliğini ruhlara Çobanyıldızı taşır.

Başım elimde, sorar gözlerim ufuklardan

Kavuşmanın kokusunu bir esinti, bir hava senden;

Bakıp gidişine her üzücü akşamın sanırım

Doğar sessizlik ile akşamlarım mezarından…


Çeviren: Asım Bezirci



https://ayvakti.net/?p=1581










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sohrab and Rustum & Matthew Arnold*

And the first grey of morning fill'd the east, And the fog rose out of the Oxus stream. But all the Tartar camp along the stream Was hus...