6 Eylül 2023 Çarşamba

Bir Rüya & Kâzım Karabekir*


1926 Haziranı’nın 27’inci gecesi

Yerim İzmir polis dairesi

Her odada bir mevkuf, her kapıda çift polis

Etrafa da süngüler dizilmiş.

Odam pek loş

Ve bomboş

Bir hasta yatağı ve demir bir sedye

Bilmem hangi hastaneden hediye.

Bu ikrama pek şaşmıştım

Çünki Ankara polisinde yerde yatmıştım.

Benim gibi birçok paşalar ve beyler,

Ki bu millete çok hizmet etmiştiler,

Suikastla mazun imişiz birden

Fakat bilmiyorum kimdir ölen ve öldürülen.


.

.

İhtiyarca bir adam, elinde bir baston[2]

Yanıma yaklaştı, yüzüme baktı bön bön

Sultan Hamid dedi ve güldü

Hürmetle büküldü

Sonra doğruldu ve bağırdı

Ey Kazım Karabekir Paşa

Kısa bir sualim var

Fakat vaktim pek dar

Senin cevabın çok kısa olsun

Beni ve nihayet saltanatı devirenler önünde sen de vardın

hele sonuncusunda hem mebus hem kumandandın

İstiklal Harbi’ni sen kurdun


Beğeniyor musun şu halini?

Mahvedecekler istikbalini

Soruyorum şimdi

Cumhuriyeti beğendin mi?

Sözle cevap vermek istemedim buna

Tükürmek kafi dedim suratına

O suret ki otuz üç yıl milleti

Zulmüyle, istibdatı ile inletti

Her millet dev adımlarla yürürken

Biz her hükme boyun eğen

bir sürü gibi kaldık

Zulüm ve cehaletle bunaldık

Yunanlılar İzmir’e iradeler ile çıktı

aynı meskenet bizi de buraya tıktı

Hizmetçi ve polis odalarına

Gerçi yakışmıyor cumhuriyet Paşalarına


Fakat sebep sensin

diye düşünürken

Bir ayak sesi işittim, sert bir yürüyüş

Bir de baktım ki koca Mithat Paşa imiş

.

.

Mithat cevap vermedi; eğildi bana[3]

Dedi ki, gel mahşeri göstereyim sana

Ben de senin gibi hürriyet için çırpınmışım

Ve hemen aynı yere hapsolmuşum

Dert ortağıyız, fakat sen bana benzemeyeceksin

sen zulme karşı daha da kuvvetli kükreyeceksin

Girdik kol kola

Ve koyulduk yola

.

.


dedim

zalimi, yaşatan mazlumdur

Mazlum susarsa zalim de masum olur

——————————————————————-

(…)[4]

Tam yüz kişiyle sarılmıştı evim[5]

Cürüm ne imiş henüz yoktu haberim

Jandarmalar, memurlar, kamyonlar, polisler, etrafı sarmışlar, köşkümü gözlerler

Nihayet aldılar köşkümden

Bir sabah erken

İki kere yapıldı bu merasim, iki gün arayla bana

Acısını sormalı köşkte ağlayana

Gidiyor İstiklal Harbi’ni kuran merasim-


i
mahsûsla

İzmir İstiklal Mahkemesine çifte polisle

.

.

Ben çok acı hakikatler attım ortaya

Mahkemeyi sarstım, fakat etraf kaya

Ölü herşey

Ve kımıldamıyor birşey

.

.

Hükümet fırkası muhakeme ediyor[6]

Muhaliflerinin mücrimini seçiyor



NOT: İki şiir de Uğur Mumcu’nun “Gazi Paşa Suikasti” kitabından alınmışdır. Fekat kitâpta iki şiirinde tamamı değil


ba’zı kısmları zikr edildiğinden şiirlerin tamamı yazılamamıştır. Bu konu ile ilgili çalışmalarımız devâm etmekdedir. Orijinal metinleri bulduğumuz zemân yayımlıyacağız.


[1] Şark Cephesi Komutanı Karabekir Paşa, “Bir Rüya” adlı şiirini İzmir polis müdürlüğünde yazar.

[2] Karabekir Paşa, rüyasında Sultan Abdülhamid-ı Sânîyi görür ve onunla söyleşir.

[3] Şiirde, Abdülhamid Han ve Mithat Paşa ile yapılan düşsel söyleşiler anlatılır ama biz o kısmlarını bulamadığımız için buraya koyamadık.

[4] Başlık bilinmiyor.


[5]
Karabekir, tutuklu olarak bindirildiği trende bu satırları yazmağa başlar.

[6] İstiklal Mahkemesinde suikast olayı ile birlikte siyasal yargılamalar başlamıştı. Karabekir Paşa, bu durumu şiirinde anlatmak istemiştir.



























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Çinlinin Başına Gelenler *

Canlı renkli kayığım Süslüdür Bin ve on bin çiçekle. Onu bekliyorum, ruhum sarhoş! Yarın dönmeli. Mavi Tanrı nöbet tutuyor! Elinm Döndüğünde...